Bu tür karşılaştırmalar her zaman çok sevilir.
Messi mi büyük Maradona mı? sorusundan çok farklı olmamakla birlikte “Inception” un çıkışıyla yabancı sitelerde Nolan’ın yeni Kubrick olduğu (veya olmadığı) ile ilgili bir sürü yazı çıkmaya başladı.
İki yönetmen arasında benzerlikler yok değil. Bunların en önemlisi ikisinin de büyük güce kavuşmuş olmaları ve filmlerinin üzerinde tam kontrol sağlayabilmeleri (ki bu Hollywood için neredeyse imkansız sayılabilecek bir iş)
Nolan artık Hollywood “elitinin” içinde garanti bir yer edindi ve belli ki daha da büyük filmlerle yoluna devam edecek. Kalkıp Nolan’a kötü diyecek değilim. Nolan’a kötü diyen bence çarpılır! 🙂
Yine de bence Nolan henüz Kubrick değil.
Zira Kubrick’i çok biricik yapan bir şey vardı: Anlattığı hikayeleri başka hiç kimsenin anlatmayacağı gibi anlatması. Sinefil değilim ama herhangi bir öyküyü sinema diliyle anlatan hiç kimsenin Kubrick’in yanına bile yaklaştığını görmedim. Bu “Kubrick harika anlatıyordu diğerleri kötü” demek değil ama Kubrick gerçekten başka türlü anlatıyordu.
Shining’i düşünün. Başka bir yönetmenin elinde sıradan bir filme dönüşebilirdi. Hemen her filminde bunu görmek mümkün.
Bence Nolan “henüz” Kubrick kadar cesur ve özgün değil. Yukarıda da dediğim gibi tabi ki çok iyi bir yönetmen ama yine de Kubrick ayarında değil.
“Inception” iyi bir film ama Kubrick tarafından çekilse ne olurdu?
Nolan filmi aksiyona boğuyor. Bunu iyi de yapıyor ama bunu yaparken bence aslında “Summer Blockbuster” yapan bir yönetmenin çaresizliğiyle yapıyor. Kubrick aynı şeyi yapar mıydı? Yoksa beklentilere hiç prim vermeyip çok garip bir film mi yapardı?
Bence işi aksiyona dökmezdi.
Peki bundan sonra Nolan yeni Kubrick olur mu? Sanmıyorum.
Tabi butun yazdıklarım spekulasyon ve bu sorunun cevabını ancak zaman verecek. O zaman gelene kadar şuradaki yazıyı da okuyabilirsiniz.
Son yorumlar