Tag Archive for 'film'

Page 3 of 3

Kısa Film için Video Kamera (2009)

2002 yılında Altyazı adlı sinema dergisi için “Ev Yapımı Sinema” başlığı altında dört yazı yazdım. Sonraki yıllarda kontrolüm ve isteğim dışında bu yazılar İnternet’e yayıldı ve ne yazık ki çoğunlukla da izinsiz olarak kullanıldı. Geçenlerde fark ettim ki yazının sunulmadığı tek yer benim sitem 🙂

Dizinin ilki kamera seçimiyle ilgili ipuçları içeren yazıydı. Tabi 2002’den bu yana kamera alanında bir sürü şey ciddi şekilde değişti. Gerçi bütün bu değişimlere rağmen yazının temelindeki unsurlar aynı kaldı. Yine de 2009 itibariyle yazıyı hafifçe güncelleyip tekrar ortalığa sürmeye karar verdim. Aşağıdaki bağlantıdan Adobe Acrobat dosyası olarak indirilebilir.

Kısa Film İçin Video Kamera 2009

Alçıder

[flashvideo file=”https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/alcider.flv” image=https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/alcider.jpg /]

Benjamin Button’dan bahsederken bu çok manalı değil ama ne yapalım burası Türkiye! RED + Motion Control ile tek planda çektik. Bence RED tamamdır.

Yapımcı: Ufuk K. / Gör. Yön: Alp K. / Compositing: Emre A. / Moco: Altan S. (Makina)

Benjamin Button ve Büyük Sahra

desert

Geçen hafta Büyük Sahra’ya gittim… desem ne güzel olurdu ama gitmedim. Yukarıdaki fotoğrafı geçenlerde makro kitap kapağı dokusu ve daha önce çekilmiş buluttan, Photoshop’da 15 dakikada imal ettim. Şu anda çeşitli stok sitelerinde satılıyor ve bir takım insanlar Sahra Çölüne baktıklarını düşünüyorlar.

Yine geçen hafta gördüğüm David Fincher’in “Benjamin Button” filmi “görsel sanatlarda gerçek” meselesini tekrar düşünmemizi gerektiriyor. Filmin ilk bölümündeki bütün Brad Pitt kafaları 3D olarak yapılmış. Bunu okuyup bilmesek anlamamız mümkün değil. Yani böylece gerçek ile gerçek gibi görünen arasındaki ayrım bu filmle artık tamamen yok olmuş oluyor.

İnsanların modellendiği başka filmler de vardı elbette ama bu gerçekçilik açısından bir ilk. Kısa zamanda olmasa bile her şeyin masada bitirileceği filmler çok uzak değil artık.

Fena halde uzun ve sıkıcı olmasına rağmen “teknolojik bir devrim olarak”  filmi görmekte yarar var. Eleştirmen, akademisyen taifesi ve sıradan izleyici için bu dediklerim hiç bir şey ifade etmese de sinema yapmakla ilgilenenler için önemli bir dönüm noktası…

Motion Control+RED@Makina!

[flashvideo file=”https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/mvi_1000_mp4.flv” image=https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/mvi_1000_mp4.jpg /]

Bugün Makina‘da yakında çekeceğimiz bir reklam için RED ve MILO Motion Control ile oynayıp durduk. Bir ara 5D Mk II ile yukarıdaki videoyu çektim. MILO yu seviyorum… Mümkün olsa her şeyi onunla çekmek isterdim 🙂 Yarattığı hareketlerde çok özel bir etki var: Bir nevi bilgisayar kamerası gibi… bir de tabi insan aklının ve mekanik denen acayip alanın son noktası bu alet!!!

Seni seviyorum MILO!

RED Üzerine

[flashvideo file=”https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/red.flv” image=https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/red.jpg /]

RED kamerayı test ettiğimizi söylemiştim. Bir kaç gündür boş vakitlerimde elimdeki bu RED dosyalarıyla oynuyorum. RED ile ilgili genel bir bilgilendirme yapmakta yarar olabilir.

1 – RED nedir?

RED bugüne kadar alıştığımız video kameralardan farklı bir mantıkla çalışıyor. Bunun bir kaç nedeni var. Öncelikle RED bildiğiniz video kameralardan daha büyük bir algılayıcı kullanıyor. Bu da sinema ve fotoğraf makinası merceklerini kullanabilmemizi ve bunlardaki dar alan derinligini elde etmemizi mümkün kılıyor.

Daha da önemlisi RED algılayıcının üzerine düşen görüntüyü HAM VERİ (RAW) olarak kaydediyor. Bu ne demek? Video kameralar rengi elde etmek için genelde 3 algılayıcı kullanırlar ve bu algılayıcıların (Red, Green, Blue) her birinden gelen ham veriyi olduğu gibi kaydetmezler. Veri miktarını düşürebilmek için kameralar bu verileri “işlerler”. Örnek olarak sizin kameraya girdiğiniz beyaz ayarı bu işlemde birinci önemdedir. Kamera yaptığınız seçime göre üç kanaldan gelen bilgileri derler (aslında kodlar) ve bir resim ortaya çıkarır. Bu resim yanlış beyaz ayarıyla oluşturulduysa geri dönüş imkansızdır.

Tek algılayıcı kameralarda aynı işlem Bayer filtresiyle yapılır. Her pikselin önünde bir renk vardır ve böylece algılayıcı kendi içinde üçe bölünmüş olur. Eldeki bu eksik veri “işleme” sırasında tamamlanır ve sonuç resim oluşturulur.

Continue reading ‘RED Üzerine’

Film: 9.90 YTL

Reklam dunyasini anlatan Fransiz filmi 99 Francs (9.90 YTL) bir kac sinemada gosterimde ama onumuzdeki haftaya kalmasi zor gorunuyor.

Film cok komik ve reklam alemini bilenler icin ekstra eglenceli.

Icinde ise yarar tek kelimenin edilmedigi 7 saatlik PPM ler (Pre Production Meeting), tutucu pazarlama mudurleri, kokainman ajans calisanlari vs vs vs.

Film Frederic Beigbeder’in (dunyanin en buyuk ajanslarinda yaratıcı ekipte calismis fakat kitap cikinca dogal olarak son calistigi Y&R’dan kovulmus) kendi anıları uzerine kurulu. Filmdeki ajans Rosserys&Witchcraft’ın da aslında Y&R oldugunu sitesinde soyluyor.

Film reklam dunyasini epey sert elestiriyor. Yonetmen Jan Kounen yılda ortalama 500 milyar dolar harcanan bu sektoru elestirirken aynı sektorun yontemlerini kullanmaktan da geri durmuyor ama bu filmin elestirisini zayiflatmiyor. Tam aksine filmin sonunda her sey yerli yerine oturuyor.

Reklam dunyasina merakli olanlarin gormesinde yarar var. Dedigim gibi film cok komik.

Kubrick’in Kutuları

Stanley Kubrick’le ilgilenen herkesin mutlaka izlemesi gereken çok ilginç bir belgesel: Stanley Kubrick’s Boxes.

Jon Ronson tarafından yönetilen 49 dakikalık film Kubrick’in hayatı boyunca biriktirdiği binlerce kutuyu temel alıyor.

1968’de asistanına yazdığı ufacık notları bile saklamış Kubrick. Eyes Wide Shut’taki bir sahne için bütün Londra’yı fotoğraflatması ve sonunda sahneyi yine stüdyoda çekmesi gibi aşırılıkların yanı sıra uzun süre film yapmamasının ardındaki nedenler de ortaya çıkıyor.

Buradan izlenebilir (Tabi videonun kaldırılma olasılığı da var o yüzden çabuk izlemekte fayda var. Link için Emre’ye teşekkürler)

Dark Knight

Batman filmlerinin özel hayranlarından degilim ama ne hikmetse hepsini de bir  şekilde görüyorum.

Şimdilik son Batman filmi “Kara Şövalye” (Yön: Christopher Nolan) bugüne kadar gördüklerim içinde en iyisi diyebilirim. 152 dakikalık alışılmadık süresine rağmen hem temposu, hem içeriği hem de tekniğiyle sonuna kadar seyrettiriyor.

Adı gibi hem içerik olarak hem görsel olarak epey “karanlık” bir film Dark Knight. Bence 2005’te “Batman Begins” ile açılan bu yeni seri, eskileri (sıkı hayranları Tim Burton’un filmlerini çok övse de) gölgede bırakıyor.

Merhum Heath Ledger’ın oyunu da Jack Nicholson’u kıskandıracak kadar iyi.

180 milyon dolar bütçeli filmin dört ana kovalamaca sahnesi IMAX olarak çekilmiş.

Her şeyden öte yeni Batman, Nolan’ın 1996’daki ilk filmi “Following” den bugüne geçirdiği büyük değişimi görmek açısından da ilginç.

Ray Sigorta

[flashvideo file=”https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/rayfinal3_ilkerflv.flv” image=https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/ray.jpg /]

Yeni reklam filmi… Youtube kapali oldugundan artik cektigim filmleri de buraya koyacagim…[flashvideo file=”https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/rayfinal3_ilkerflv.flv” image=https://www.ilkercanikligil.com/wp-content/uploads/ray.jpg /]

Yeni reklam filmi… Youtube kapali oldugundan artik cektigim filmleri de buraya koyacagim…

Film: 4 Ay, 3 Hafta ve 2 gün

four_months_three_weeks_and_two_daysthumbnail.jpg Romanya’dan çok iyi bir film… Şu sıralar sinemalarda ama kısa sürede kalkması çok muhtemel. 2007 Cannes Altın Palmiye ödüllü bu filmin sinopsisine bakıp aldanmayın (çünkü çok sıradan bir öyküsü var) ve mutlaka görün derim.

Özellikle bir grup Türk sinemacıda görmekten bıktığım “uzun planlar çekmek=sanat ” hastalığının doğrusunun nasıl olması gerektiğini göstermesi açısından çok başarılı. Bir film uzun planları olunca iyi olmuyor, doğru tasarlandığında ve planların uzun olmasının belirli bir nedeni – amacı olduğunda iyi oluyor. Spoiler vermemek için bu kadar yazıyorum!

İki Kısa Film

Aşağıdaki linklerden çok iyi iki kısa film izleyebilirsiniz.

www.youtube.com/watch?v=l1jQfnifN5s

www.terminus-movie.com/

İlki Scorsese’nin Alfred Hitchcock’tan yola çıkarak yaptığı bir reklam filmi. İkincisiyse bir ara Türk televizyonlarında da gösterilen Citroen reklamının (robota dönüşen arabayı hatırlarsınız) yönetmeni Trevor Cawood’un kendisi için çektiği bir kısa film… İkisini de izlemekte yarar var (iki linki de yollayan EA’ya teşekkürler)

17. Akbank Jazz Festivali

Yine bir kaç haftalık yoğun bir çalışma sonucu 17. Akbank Jazz Festivali reklam filmini bitirdik. Bu akşam yayına giren filmle ilgili Publicis Yorum, Combo Film ve Makina‘ da emeği geçen herkese teşekkürler!akjazz3.jpg

Yine bir kaç haftalık yoğun bir çalışma sonucu 17. Akbank Jazz Festivali reklam filmini bitirdik. Bu akşam yayına giren filmle ilgili Publicis Yorum, Combo Film ve Makina‘ da emeği geçen herkese teşekkürler!

Buradan (ne yazık ki düşük kalitede – HD versiyonunu gösterebilmek güzel olurdu!) izlenebilir.

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube