Darren Aronofsky’nin yeni filmi Black Swan’ı sonunda izledim.
Filmin blogla esasen ilgili olan kısmı kameraman Matthew Libatique’in özellikle metro sahnelerinde EOS 7D ve EOS 1D MK IV kullanmış olması ama film hakkında da bir iki söz etmek gerek.
Bence “Black Swan” harika çekilmiş bir öğrenci filmine benziyor. Aronofsky her zaman içeriği gölgeleyen teknik cambazlıkla suçlanmış bir yönetmen ve bu filmde de aynı özelliğini sürdürüyor.
13 milyon dolar bütçeli bir filmle şu anda 130 milyon dolar gişeye ulaşmış olması ve büyük ihtimalle baş oyuncusuna Oscar kazandıracak olması filmi eleştirmeyi zorlaştırsa da bütün mükemmelliği içinde Black Swan bende kötü bir his yarattı.
Çok etkileyici bir film yapmak istemiş Aronofsky. Bunu da (hakkını yiyemeyiz) çok iyi becermiş ama aslında anlattığı şeyi çok umursadığını sanmıyorum: Bale için yanıp tutuşan hırslı ama tutuk bir kız, onun Fransız snob hocası, “teknik olarak mükemmelsin ama kendini bırakmıyorsun!” türü diyaloglarla bezenmiş sonu gelmez ayna çekimleri. Her oyuncunun balıklama atlayacağı Oscar garantili bir rolde ayıla bayıla oynayan Natalie Portman, korku-gerilim ile melodramı birleştirmeye çalışan bir tarz…
Gerçekten merak ediyorum acaba Aronosfky “mükemmeliyetçilik öldürücüdür” önermesini yaparken kendi mükemmelliyet tutkusuna nasıl yaklaşıyor?
Film kötü demiyorum (bunu dersem ayıp etmiş olurum) ama iddia edildiği kadar iyi değil diyorum.
Yine de mutlaka izlemekte yarar var. Özellikle Libatique’in çok iyi iş çıkardığını düşünüyorum.
Ayrıntı şurada
Son yorumlar