Istockaudio!

Microstock fotoğraf piyasasının lideri Istockphoto şimdi de müzik ve ses alanına giriyor. Buradan görebileceğiniz gibi artık site bu tür dosyaları da kabul ediyor. Bakalım fotoğrafta profesyonellerin nefretini kazanmasına rağmen milyonlarca dolar ciroya ulaşan şirket stok müzik ve ses alanını da değiştirecek mi?

Sitede şimdilik en fazla 30 saniyelik ses dosyaları var ve en pahalı ses dosyası 25 dolara satılıyor. Bu da normalin çok altında bir fiyat elbette…

Host Seçmek

İyi bir hosting (web sitesi barındırma) servisi bulmak başa dert olabiliyor. Binlerce şirket arasından hangisinin sorunsuz olduğunu anlamak kolay degil. Bu blog ve diger sitelerim için Dreamhost adlı şirketin sunucularını kullanıyorum. Ayda 5 dolara kadar düşen fiyatlarına karşılık verdikleri hizmet gayet makul.

Dreamhost tan servis almak isterseniz yukarıdaki linki izleyip ISEE2008 promosyon kodunu kullanarak 50 dolar indirim de kazanabilirsiniz.

Scarlet

Buradan Red’in yeni kamerası Scarlet’le ilgili bir videoya ulasabilirsiniz. 3K cozunurlugunde (yaklaşık 2200*1280 pixel) ve 2/3 inch (Su anda yarı profesyonel seviyede benzeri olmayan bir buyukluk) CMOS kameranın fiyatı 3000 doların altında olacakmış. Bakalım Sony, Panasonic, Canon bu konuda ne yapacaklar?

Casio EX-F1@300 fps

Gecenlerde bahsettigim Casio EX-F1’in ilk görüntüleri gelmeye başladı. Burada hem kamerayla ilgili bir yazı hem de örnek videolar görebilirsiniz. Özellikle 300 kare/sn çekilmiş videoya dikkat… Böylece 35 mm filmin bir avantaji daha yok oluyor! 1000 dolarlık bir kamerayla saniyede 300 karelik çekim yapabilmek (tam çözünürlük olmasa da) bir devrin kapandığını açıkça gösteriyor.

kubrick

ilker’in bloguna dalmış oluyorum ama bu linkteki linkler buradakilerin ilgisini çekebilir diye düşünüyorum.

Stuff about Stanley Kubrick

ea

Yine Kameralar…

İş güç nedeniyle biraz uzak kaldim ortalik yine toz duman olmus. Etrafta bir sürü yeni kamera var: İlki Alp’in sayesinde duydugumuz Sony Ex3… Gördüğüm kadarıyla son yıllarda çıkan en iddialı kamera. Sony sınıf atlamış görünüyor. Ex1’i çok çabuk yenilediler. Üstelik yaptıkları düzeltmeler profeyoneller için çok önemli…

İkincisi Canon’un yeni dediği ama aslında hiç bir ciddi gelişme içermeyen XL h1S ve H1A Her zamanki gibi birer hayal kırıklığı. Hem de saçma fiyatlara satılacaklar. Canon kamera işini kıvıramıyor ne yazık ki.

Sonuncusu da RED’den iki yeni kamera: 5K Epic ve 3K Scarlet

Scarlet’den bu blogda daha önce bahsetmiştim. Algılayıcısının 2/3 inch olması tabi üzücü ama yine de eğer fiyatı makul olursa Sony ve Panasonic’in işi zor demektir. 5K Epic pek ilgimi çekmeyen bir alet o yüzden üzerinde durmuyorum.

18-25 arası Gençler…

Onumuzdeki bir ay icinde European Culture Foundation (ECF) girisimiyle baslatilan StrangerFestival adli yeni festivalin atolye calismasi Istanbul’da gerceklestirilecekmiş. 18-25 yas arasi yaklasik 12 gencin katilacagi atolyede tum katilimcilar 1-5 dakika arasi kendileriyle ilgili filmler cekecek, hepsi StrangerFestival’e gonderilecek, bir juri kurulunun sececegi 2 filmin yonetmeni de Amsterdam’daki festivale davet edilecekmiş.
Başvuru için stranger.workshop (AT) gmail.com adresine bir email atılarak katılımcıya ait özgeçmiş, cv ile doğum tarihi, cinsiyeti gibi detaylar ve iletişim bilgileri gönderilmeli, bu atölyeye neden katılmak istediği anlatılmalıdır. Son başvuru tarihi 21 Nisan Pazartesi günü…

Guerilla Films

Guerilla Films LogoEski öğrencilerim Onur Yildirim ve Murat Özsoy’un sirketleri Guerilla Films açıldı. Maslak’ta çok güzel bir ofis ve stüdyoları var.

Stüdyoyu hem fotoğraf hem greenscreen film-video çekimleri için ışık ve destek ekipmanlarıyla birlikte kiralamak mümkün. Ayrıntıyı yeni web sitelerinden öğrenebilirsiniz. Hayırlı olsun!

Mercek Seçmek…

canon-ef-24-70mm-f-28-l-usm-lens

Fotoğrafla uğraşan herkesin bildiği gibi makine seçmekten daha önemlisi mercek seçmektir. Özellikle DSLR çağında bu eskisinden de önemli hale geldi. Eskiden 35 mm çekerken çok büyük baskı yapmadığımız veya büyüteçle negatifi incelemediğimiz sürece mercek kalitesini fark etmemiz imkansızdı. DSLR larla çalışırken durum böyle değil. Yüzde yüz çözünürlükte bakınca merceklerin bütün foyaları ortaya çıkıyor.

Peki ama hangi merceği almak gerek? Makinenın yanında verilen 100 dolarlık “kit” mercek iş görmez mi? Şu züppe işi, ağır, büyük ve hantal “kırmızı çizgili” merceklere ihtiyaç var mı?

Geçen haftalarda benzer bir konuda fotoğraf alanında en ünlü iki site sahibi Micheal Reichmann ve Ken Rockwell birbirine girdi! Rockwell (ben kendisini epey ahmak buluyorum bu arada) ekipman önemli değil derken Reichmann “hayır ekipman önemlidir” diyordu.

Açıkçası Reichmann’ın saflarında yer almak durumundayım. Tabi ki “plastik kit mercekle” de iyi fotoğraflar çekmek mümkün ve yine tabi ki 3000 dolarlık bir mercekle de berbat fotoğraflar çekebilirsiniz ama konu bu kadar basit değil.

İyi bir mercek (veya ekipman) satın aldığınızda aslında artık bu konuda düşünmeme lüksünü satın almış oluyorsunuz. Örneğin yukarıda gördüğünüz Canon EF 24-70 2.8L böyle bir alet. Kendi sınfında bundan daha iyi bir mercek yok (EF 24-105 4L diyenler olabilir ama katılmıyorum : ). Dolayısıyla bu tür bir merceğe sahip olmanıza rağmen hala teknik olarak kötü fotoğraflar çektiğinizi düşünüyorsanız suçu kendinizde aramaya başlamak zorunda kalıyorsunuz, yani merceklerle ilgili düşünme süreciniz sona eriyor. Artık sadece kendinizle ilgili düşünmeye başlıyorsunuz.

Eh bu da pek azımsanacak bir şey değil : )canon-ef-24-70mm-f-28-l-usm-lens

Fotoğrafla uğraşan herkesin bildiği gibi makina seçmekten daha önemlisi mercek seçmektir. Özellikle DSLR çağında bu eskisinden de önemli hale geldi. Eskiden 35 mm çekerken çok büyük baskı yapmadığımız veya büyüteçle negatifi incelemediğimiz sürece mercek kalitesini fark etmemiz imkansızdı. DSLR larla çalışırken durum böyle değil. Yüzde yüz çözünürlükte bakınca merceklerin bütün foyaları ortaya çıkıyor.

Peki ama hangi merceği almak gerek? Makinanın yanında verilen 100 dolarlık “kit” mercek iş görmez mi? Şu züppe işi, ağır, büyük ve hantal “kırmızı çizgili” merceklere ihtiyaç var mı?

Geçen haftalarda benzer bir konuda fotoğraf alanında en ünlü iki site sahibi Micheal Reichmann ve Ken Rockwell birbirine girdi! Rockwell (ben kendisini epey ahmak buluyorum bu arada) ekipman önemli değil derken Reichmann “hayır ekipman önemlidir” diyordu.

Açıkçası Reichmann’ın saflarında yer almak durumundayım. Tabi ki “plastik kit mercekle” de iyi fotoğraflar çekmek mümkün ve yine tabi ki 3000 dolarlık bir mercekle de berbat fotoğraflar çekebilirsiniz ama konu bu kadar basit değil.

İyi bir mercek (veya ekipman) satın aldığınızda aslında artık bu konuda düşünmeme lüksünü satın almış oluyorsunuz. Örneğin yukarıda gördüğünüz Canon EF 24-70 2.8L böyle bir alet. Kendi sınfında bundan daha iyi bir mercek yok (EF 24-105 4L diyenler olabilir ama katılmıyorum : ). Dolayısıyla bu tür bir merceğe sahip olmanıza rağmen hala teknik olarak kötü fotoğraflar çektiğinizi düşünüyorsanız suçu kendinizde aramaya başlamak zorunda kalıyorsunuz, yani merceklerle ilgili düşünme süreciniz sona eriyor. Artık sadece kendinizle ilgili düşünmeye başlıyorsunuz.

Eh bu da pek azımsanacak bir şey değil : )

Playstation 3

sony-ps3-front.jpgHep kameralardan bahsetmekten sıkıldım o yüzden değişik bir şey yazayım dedim: Bugüne kadar oyun konsollarına mesafeli duran biriydim fakat geçen ay merak edip Playstation 3 aldım. Açıkçası çok şaşırdım çünkü Sony (genelde beni uyuz eden ürünler çıkarsa da) bu sefer beklediğimden de iyi bir alet yapmış. Öncelikle evdeki diğer bilgisayarlara erişip müzik ve video dosyalarını oynatabilmesi ve fotoğrafları gösterebilmesi çok çok iyi. BluRay filmleri izleyebilmek, İnternet’e bağlanabilmek ve tabi oyun oynamak da (benim için son sırada olsa da : ) yanında hediyesi sayılır.

Playstation 3 aslında daha çok bir “media center” ve çok hızlı bir oturma odası bilgisayarı. Oyunlar Türkiye’de anlamsız pahalılıkta ama Gittigidiyor.com da daha ucuza bulmak mümkün. Aletin kendi fiyatı da herhangi bir Bluray okuyucudan pahalı değil. Bu da gidip PS3 almak yerine Bluray okuyucu almayı tamamen irrasyonel bir hareket haline getiriyor. İçindeki işletim sistemi belli aralıklarla İnternet üzerinden yenilenen Playstation 3’ün geleceğini çok parlak görüyorum. İlgilenenlere hararetle tavsiye ederim (Hayır bunu söylemek için Sony’den para almıyorum! : ) ama alsam iyi olurdu!

Sahte Sandisk’ler!

sahtesandisk.jpg Bu sıralar nedense Uğur Dündar gibi oldum.

40D’yi alınca yanında bir de CF kart alayım dedim. Gittigidiyor.com da Sandisk’in en hızlı (266x) kartını 65 YTL ye bulunca sevindirik olup atladım (tabi amerika fiyatının 89 dolar olması beni biraz düşündürmedi değil!)

Bugün kart geldi. Açar açmaz görünüşünden kıllandım. Makinaya takıp biraz denedim. Hızı benim 80X Lexar ile aynıydı. Sonra ufak bir google sorgusuyla iş çözüldü: Sıradan kartların üzerine Sandisk logosu basıp satan uyanık arkadaşlarımızın oyununa gelmiştim. Kartı geri yollayıp gittigidiyor’a durumu bildirdim. Fakat sitede gördüğüm kadarıyla bir çok insan Sandisk aldık diye mutlu mesut yaşıyor. Hatta satıcıya da yıldızlar döşenmişler… Gittigidiyor da durumu kabullenmekte pek istekli değil. Bana habire paramı nasıl geri alabileceğimi hatirlatıp duruyorlar.

Yukarıda solda bana gelen kart var. Sağdakiyse gerçek Sandisk… Daha fazla ayrıntı burada.

EOS 40D

40d.jpg

Gecen hafta 16 bin karelik beraberlikten sonra 20D arıza yapınca tamirle uğraşmamak için EOS 40D’ye yarı gönüllü de olsa geçiverdim. Bir haftalık kullanımdan sonra bazı yorumlarımı yazayım:

* Çözünürlük: Bu konuda ciddi bir gelişme görmedim. 8 MP den 10 MP ye çıkış çok önemli değil…
* Auto Focus: Burada 40D epey ileride. 20D’nin netlik sistemi yavaş ve tutarsızdı. 40D çok daha hızlı ve kolay yakalıyor.
* LCD: 3.0 inch lik ekran tabi ki 1.8’lik ekrandan iyi ve hayatı kolaylaştırıyor ama çözünürlüğün daha fazla olması iyi olurdu. Bu arada pil tüketimi de tabi ki hızlanmış. Yalnız LCD’nin renkleri başarısız. Mor – macentaya doğru bir kayma var. Nette gördüğüm kadarıyla bu genel bir sorunmuş.
* Vizör: 20D nin vizörü çok küçüktü. 40D de bu durum hissedilir derecede düzelmiş.
* Live View: Henüz tam oturmamış bir sistem olsa da işe yarıyor. Özellikle de macro ve masa üstü çekimlerde netliğe bakmak için çok yararlı.
* Örtücü Sesi: 20D’nin berbat bir örtücü – ayna sesi vardı. 40D’de hem ses çok daha az hem de daha güzel. Tabi pratikte tamamen anlamsız da olsa psikolojik olarak önemli : )
* Gövde ve Kullanım: Gövde daha sağlam ve profesyonel duruyor. Menüler de eskisinden daha kullanışlı. Auto ISO özelliği de yararlı. Vizörde iso ayarının görünmesi de çok iyi. 14 bit işlemcinin yarattığı herhangi bir fark göremedim ama bir zararı da yok. Tabi RAW dosyalar artık 12 MB büyüklüğünde… “Toz giderme” sistemi de umarım işe yarayacak : )

Sonuç: Fiyat – özellikler ilişkisi açısından 40D şu an alınabilecek en iyi kamera diyebilirim. 20D’niz varsa ve mutluysanız değiştirdiğinizde önünüzde yeni dünyalar açılmayacak ama mutsuz olmayacağınız da kesin.

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube