Archive for the 'teknik' Category

Page 12 of 14

5D MKII: Mutlu Son

Neredeyse bir yildir beklenen kamera sonunda cikti: EOS 5D Mk2 (isminin ne olacagi bile uzun sure tartisilmisti sonunda ilk dedikodusu yapilan isimle cikmis)

Kabaca ozellikler: 21 MP (bu siniftaki en yakin rakibinden 9 MP daha fazla), 14 bit tam boy algilayici, 25600 ıso, 1920*1080 Full HD video (Quicktime h264 codec 38 Mb/s), toz temizleme, VGA LCD ekran, live view, saniyede 3.9 kare cekim hizi, HDMI cikis…

Diger ozellikler daha once dedikodusu yapilan sekilde ortaya cikti ancak full HD video buyuk surpriz (ilk full HD video ceken DSLR 5D Mk2 oldu). Gerci son bir aydir o da konusuluyordu ama yine de pek ihtimal vermiyordum dogrusu. Bugunden itibraren artik DSLR – video kamera ayrimi daha da netsizlesti. Gerci 5D mk2 en uzun 29 dk. cekebiliyor ama zaten bundan fazlasina da ihtiyac olacagini düşünmüyorum.

Bu gelismeyle Canon son cikardigi kameralarla dikkat ceken Nikon’a gayet saglam bir cevap vermis oluyor ve 2700 USD lik fiyatla D700 icin de cok ciddi bir rakip ortaya cikariyor.

Daha fazla ayrinti burada.

Acilen para biriktirmeye baslamak gerek : ) Bir de tabi 5D mk3 icin spekulasyon yapmaya devam!

50D: Yüksek ASA!

5D MK2’ye sadece 2 gün kala sonunda 50D’nin yüksek ASA örnek fotoları ortaya cikti. Sonuc sizin de gorebileceginiz gibi cok iyi: 3200 ASA ve 15 MP cozunurluge ragmen gren cok iyi kontrol edilmis.

Daha ayrintili gormek icin buraya bakabilirsiniz.

Buna gore yeni cikacak 5D Mk2’nin ne yapabilecegini de az cok tahmin edebiliyoruz.

Sonunda Carl Zeiss!

Dunyaca unlu Alman mercek ureticisi Carl Zeiss sonunda Canon EF uyumlu mercekler cıkaracagini duyurdu.

Ilk asamada 50 1.4 ve 85 1.4 olarak iki mercek cikacak. 2009 basinda 21mm 2.8 ve digerleri izleyecek deniyor basin bulteninde.

Boylece Nikon ve Sony kullanicilarindan sonra Canon cular da Zeiss merceklerle tanisabilecek. Merceklerin fiyatlari tabi ki pahali: 21 mm 1500 Euro, 50 mm 580 Euro, 85 ise 1000 Euro fiyatla satılacak.

Mercekler sadece elle netlige izin veriyor fakat bunun disindaki butun EOS fonksiyonlarini destekliyorlar.

Ayrıntılı bilgi burada

DSLR ve Video: Yeni Bir Dönem

1992’de Emre’den ödünç aldıgim Canon AE-1’e 50 mm 1.8 lik merceği takıp vizorden bakıyor ve gördüğüm seye hayran kalıyordum. Sonra bir de Video8 kameranın vizöründen bakıyordum ve aradaki devasa fark beni deli ediyordu. Fakat o zaman Internet yoktu ve neden bu iki goruntu arasinda bu kadar fark oldugunu asla anlayamıyordum. Sadece sunu dusunup duruyordum: Keske birisi AE1 gibi bir video kamera yapsa!

Simdi 2008’in sonunda birisi bunu yaptı : )

Continue reading ‘DSLR ve Video: Yeni Bir Dönem’

EOS 50D: Megapixel Yarışı Devam

EOS 50D Canon ve DSLR tarihinde önemli bir sıçrama olacak gibi görünüyor. 10.1 MP’den 15.1’e çıkmak, hem de bu sırada max ISO yu 12800’e çıkarmak mühendislik açısından kolay iş değil. Herkes megapiksel yarışının bittiğini düşünüyordu. Hem merceklerin hem de fizik biliminin izin verdiği sınıra çok yakın olduğumuz genel kanıydı (Örneğin küçük kameralarda MP yarışı bitti çünkü algılayıcı boyutu daha fazla pikseli sıkıştırmaya izin vermiyor. Bunu yapsanız bile elde ettiğiniz şey daha fazla gürültü oluyor)

Peki bu nasıl oldu? Web den derlediğim bir kaç nokta ile açıklarsak:

Continue reading ‘EOS 50D: Megapixel Yarışı Devam’

Yeni Kompakt: Lumix LX3

Yeni Panasonic LX3 çok iyi özelliklerle dün duyuruldu.

Blogda genelde küçük kameralara pek yer vermiyorum. Bunun da temelde 3 nedeni var:

1 – Bu tür cep kameraları çok küçük algılılayıcılarla çalıştıkları için düşük ışık koşullarında fena sonuç veriyorlar.

2-  Genelde yavaş çalışıyor yani deklanşöre bastıktan sonra belli bir gecikmeyle cevap verebiliyorlar.

3 – Mercekleri genelde geniş açı konusunda yetersiz ve kalitesiz oluyor.

Panasonic LX3 ile bu üç konuda da devrimci bir iş yapmış görünüyor: LX3’ün algılayıcısı 1/1.63 inch boyutunda (yani diğerlerinden epey büyük) ve buna karşılık 10.1 MP ile yetiniyor. Henüz test etmek mümkün değil ama bu durum sonuçları ciddi şekilde etkileyecektir.

LX3’un ikinci iyi tarafı 24 mm – 60 mm bir geniş açı zoom mercekle gelmesi. Merceğin diyafram değeri f2.0. Bu inanılmaz derecede düşük bir oran. Yani mercek çok ışık geçiriyor. Aletin 6400 ISO ya kadar desteklemesi de çok hayırlı.

Son olarak LX3 saniyede 2.5 kare çekebiliyor. Sözün kısası Panasonic kağıt üzerinde bakıldığında harika bir iş çıkarmış görünüyor. Fiyatı 499 USD (biraz pahali) ama bu özellikler için değer. Daha ayrıntılı bilgi burada.

PS: LX3 aynı zamanda 720p modunda video da çekiyor.

Dijital Kameraları Anlamak

Sayısal video kameralar yaygınlaşıyor ama bunlarla ilgili bir sürü kavram da havada uçuşuyor.

Bir çok kullanıcı kavramları yanlış anlıyor, öğreniyor ve hatta öğretiyor. Bu durumu gören Panavision ve Canon ortak bir sunum hazırlamışlar: “Demystifying Digital Camera Specifications” adındaki bu sunumda John Galt (Panavision İleri Sayısal Görüntüleme Bölümü Başkanı) ve Larry Thorpe (Canon ABD Pazarlama Bölümü Yöneticisi) 7 bölümde sayısal kameralarla ilgili en önemli ve en az anlaşılan kavramları açıklıyorlar. Buradan izlenebilir.

Bu arada pazarlama müdürü konumundaki biri olarak Larry Thorpe’un kameralarla ilgili bilgi seviyesi inanılmayacak düzeyde yüksek. Izlemenizi hararetle öneririm. Ne yazık ki (tabi ki) İngilizce…

50 MP!

Sonunda bir eşik daha aşıldı. Hasselblad dün H3DII-50 adlı yeni modelini duyurdu. Adından da anlaşılacağı üzere makine 50 mega piksel çözünürlüğünde ve 36*48 mm boyutlarında bir algılayıcıya sahip.

Tabi ki abuk fiyatıyla sadece üst uç reklam fotoğrafçılarının ilgisini çekecek bir alet olsa da uzaktan bakmanın bir zararı yok…

Sonunda bir eşik daha aşıldı. Hasselblad dün H3DII-50 adlı yeni modelini duyurdu. Adından da anlaşılacağı üzere makina 50 mega piksel çözünürlüğünde ve 36*48 mm boyutlarında bir algılayıcıya sahip.

Tabi ki abuk fiyatıyla sadece üst uç reklam fotoğrafçılarının ilgisini çekecek bir alet olsa da uzaktan bakmanın bir zararı yok…

Casio EX-F1@300 fps

Gecenlerde bahsettigim Casio EX-F1’in ilk görüntüleri gelmeye başladı. Burada hem kamerayla ilgili bir yazı hem de örnek videolar görebilirsiniz. Özellikle 300 kare/sn çekilmiş videoya dikkat… Böylece 35 mm filmin bir avantaji daha yok oluyor! 1000 dolarlık bir kamerayla saniyede 300 karelik çekim yapabilmek (tam çözünürlük olmasa da) bir devrin kapandığını açıkça gösteriyor.

Yine Kameralar…

İş güç nedeniyle biraz uzak kaldim ortalik yine toz duman olmus. Etrafta bir sürü yeni kamera var: İlki Alp’in sayesinde duydugumuz Sony Ex3… Gördüğüm kadarıyla son yıllarda çıkan en iddialı kamera. Sony sınıf atlamış görünüyor. Ex1’i çok çabuk yenilediler. Üstelik yaptıkları düzeltmeler profeyoneller için çok önemli…

İkincisi Canon’un yeni dediği ama aslında hiç bir ciddi gelişme içermeyen XL h1S ve H1A Her zamanki gibi birer hayal kırıklığı. Hem de saçma fiyatlara satılacaklar. Canon kamera işini kıvıramıyor ne yazık ki.

Sonuncusu da RED’den iki yeni kamera: 5K Epic ve 3K Scarlet

Scarlet’den bu blogda daha önce bahsetmiştim. Algılayıcısının 2/3 inch olması tabi üzücü ama yine de eğer fiyatı makul olursa Sony ve Panasonic’in işi zor demektir. 5K Epic pek ilgimi çekmeyen bir alet o yüzden üzerinde durmuyorum.

Mercek Seçmek…

canon-ef-24-70mm-f-28-l-usm-lens

Fotoğrafla uğraşan herkesin bildiği gibi makine seçmekten daha önemlisi mercek seçmektir. Özellikle DSLR çağında bu eskisinden de önemli hale geldi. Eskiden 35 mm çekerken çok büyük baskı yapmadığımız veya büyüteçle negatifi incelemediğimiz sürece mercek kalitesini fark etmemiz imkansızdı. DSLR larla çalışırken durum böyle değil. Yüzde yüz çözünürlükte bakınca merceklerin bütün foyaları ortaya çıkıyor.

Peki ama hangi merceği almak gerek? Makinenın yanında verilen 100 dolarlık “kit” mercek iş görmez mi? Şu züppe işi, ağır, büyük ve hantal “kırmızı çizgili” merceklere ihtiyaç var mı?

Geçen haftalarda benzer bir konuda fotoğraf alanında en ünlü iki site sahibi Micheal Reichmann ve Ken Rockwell birbirine girdi! Rockwell (ben kendisini epey ahmak buluyorum bu arada) ekipman önemli değil derken Reichmann “hayır ekipman önemlidir” diyordu.

Açıkçası Reichmann’ın saflarında yer almak durumundayım. Tabi ki “plastik kit mercekle” de iyi fotoğraflar çekmek mümkün ve yine tabi ki 3000 dolarlık bir mercekle de berbat fotoğraflar çekebilirsiniz ama konu bu kadar basit değil.

İyi bir mercek (veya ekipman) satın aldığınızda aslında artık bu konuda düşünmeme lüksünü satın almış oluyorsunuz. Örneğin yukarıda gördüğünüz Canon EF 24-70 2.8L böyle bir alet. Kendi sınfında bundan daha iyi bir mercek yok (EF 24-105 4L diyenler olabilir ama katılmıyorum : ). Dolayısıyla bu tür bir merceğe sahip olmanıza rağmen hala teknik olarak kötü fotoğraflar çektiğinizi düşünüyorsanız suçu kendinizde aramaya başlamak zorunda kalıyorsunuz, yani merceklerle ilgili düşünme süreciniz sona eriyor. Artık sadece kendinizle ilgili düşünmeye başlıyorsunuz.

Eh bu da pek azımsanacak bir şey değil : )canon-ef-24-70mm-f-28-l-usm-lens

Fotoğrafla uğraşan herkesin bildiği gibi makina seçmekten daha önemlisi mercek seçmektir. Özellikle DSLR çağında bu eskisinden de önemli hale geldi. Eskiden 35 mm çekerken çok büyük baskı yapmadığımız veya büyüteçle negatifi incelemediğimiz sürece mercek kalitesini fark etmemiz imkansızdı. DSLR larla çalışırken durum böyle değil. Yüzde yüz çözünürlükte bakınca merceklerin bütün foyaları ortaya çıkıyor.

Peki ama hangi merceği almak gerek? Makinanın yanında verilen 100 dolarlık “kit” mercek iş görmez mi? Şu züppe işi, ağır, büyük ve hantal “kırmızı çizgili” merceklere ihtiyaç var mı?

Geçen haftalarda benzer bir konuda fotoğraf alanında en ünlü iki site sahibi Micheal Reichmann ve Ken Rockwell birbirine girdi! Rockwell (ben kendisini epey ahmak buluyorum bu arada) ekipman önemli değil derken Reichmann “hayır ekipman önemlidir” diyordu.

Açıkçası Reichmann’ın saflarında yer almak durumundayım. Tabi ki “plastik kit mercekle” de iyi fotoğraflar çekmek mümkün ve yine tabi ki 3000 dolarlık bir mercekle de berbat fotoğraflar çekebilirsiniz ama konu bu kadar basit değil.

İyi bir mercek (veya ekipman) satın aldığınızda aslında artık bu konuda düşünmeme lüksünü satın almış oluyorsunuz. Örneğin yukarıda gördüğünüz Canon EF 24-70 2.8L böyle bir alet. Kendi sınfında bundan daha iyi bir mercek yok (EF 24-105 4L diyenler olabilir ama katılmıyorum : ). Dolayısıyla bu tür bir merceğe sahip olmanıza rağmen hala teknik olarak kötü fotoğraflar çektiğinizi düşünüyorsanız suçu kendinizde aramaya başlamak zorunda kalıyorsunuz, yani merceklerle ilgili düşünme süreciniz sona eriyor. Artık sadece kendinizle ilgili düşünmeye başlıyorsunuz.

Eh bu da pek azımsanacak bir şey değil : )

Playstation 3

sony-ps3-front.jpgHep kameralardan bahsetmekten sıkıldım o yüzden değişik bir şey yazayım dedim: Bugüne kadar oyun konsollarına mesafeli duran biriydim fakat geçen ay merak edip Playstation 3 aldım. Açıkçası çok şaşırdım çünkü Sony (genelde beni uyuz eden ürünler çıkarsa da) bu sefer beklediğimden de iyi bir alet yapmış. Öncelikle evdeki diğer bilgisayarlara erişip müzik ve video dosyalarını oynatabilmesi ve fotoğrafları gösterebilmesi çok çok iyi. BluRay filmleri izleyebilmek, İnternet’e bağlanabilmek ve tabi oyun oynamak da (benim için son sırada olsa da : ) yanında hediyesi sayılır.

Playstation 3 aslında daha çok bir “media center” ve çok hızlı bir oturma odası bilgisayarı. Oyunlar Türkiye’de anlamsız pahalılıkta ama Gittigidiyor.com da daha ucuza bulmak mümkün. Aletin kendi fiyatı da herhangi bir Bluray okuyucudan pahalı değil. Bu da gidip PS3 almak yerine Bluray okuyucu almayı tamamen irrasyonel bir hareket haline getiriyor. İçindeki işletim sistemi belli aralıklarla İnternet üzerinden yenilenen Playstation 3’ün geleceğini çok parlak görüyorum. İlgilenenlere hararetle tavsiye ederim (Hayır bunu söylemek için Sony’den para almıyorum! : ) ama alsam iyi olurdu!

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube