Author Archive for ilkerc

Page 25 of 31

Bu Blog

Bu blogu geçen sene açmıştım. Blog açmanın bir noktada şizofrenik bir durum olduğunu düşünsem de (belirsiz bir takipçi kitlesine yazı yazmak? : ) aslında bir kaç somut nedenim vardı: İlki Dijital Video ile Sinema çıkacaktı ve kitabın bir web sitesiyle desteklenmesi gerekiyordu. İkincisi akademik kariyerim bittiğinden beri öğrenci tayfasıyla ilişkilerim kopmuştu (oysa bu çok yararlı ve eğlenceli bir ilişkidir: “Hocam şunu duydunuz mu? Şu filmi gördünüz mü? Şu programı kullandınız mı?” diyen bir sürü genç sizi sürekli besler. Tabi idealde sizin de onları beslemeniz gerekir). Bu kopmakta olan ilişkiyi biraz da olsa canlandırmak için blog iyi fikir gibi gelmişti.

Üçüncü ve son neden de kendi işlerimi (reklam, kısa film, fotoğraf vs) koyacak bir ortam yaratmaktı.

Tabi blog açmak biraz tedirgin edici. Webde hiç yorum almayan binlerce blog var. Acaba kimse gelip yazılanlara bakacak mı? Nereden bilip gelecekler? vs vs… Sonuç olarak bir yılda beni de şaşırtan bir durum oluşmuş. Alexa Rank şu an itibariyle 698.634 gösteriyor. Yani bu blog dünyada ilk 700 bin sitenin içinde (örnek vermek gerekirse CHP.org 311 bin, AKP 145 bin gösteriyor) Aylık sayfa gösterim sayısı da şaşırtıcı: Ortalama 35.000…

Sözün özü bir şekilde birileri gelip okuyor buradaki yazıları ama en çok aranan 10 terimin içinde ne yazık ki şunu görüyoruz: “Kate Winslet Pornosu” !!!!

Eh artık yapacak bir şey yok. “O kadar olur” diyor ve yola devam ediyoruz.

Dark Knight

Batman filmlerinin özel hayranlarından degilim ama ne hikmetse hepsini de bir  şekilde görüyorum.

Şimdilik son Batman filmi “Kara Şövalye” (Yön: Christopher Nolan) bugüne kadar gördüklerim içinde en iyisi diyebilirim. 152 dakikalık alışılmadık süresine rağmen hem temposu, hem içeriği hem de tekniğiyle sonuna kadar seyrettiriyor.

Adı gibi hem içerik olarak hem görsel olarak epey “karanlık” bir film Dark Knight. Bence 2005’te “Batman Begins” ile açılan bu yeni seri, eskileri (sıkı hayranları Tim Burton’un filmlerini çok övse de) gölgede bırakıyor.

Merhum Heath Ledger’ın oyunu da Jack Nicholson’u kıskandıracak kadar iyi.

180 milyon dolar bütçeli filmin dört ana kovalamaca sahnesi IMAX olarak çekilmiş.

Her şeyden öte yeni Batman, Nolan’ın 1996’daki ilk filmi “Following” den bugüne geçirdiği büyük değişimi görmek açısından da ilginç.

Yeni Kompakt: Lumix LX3

Yeni Panasonic LX3 çok iyi özelliklerle dün duyuruldu.

Blogda genelde küçük kameralara pek yer vermiyorum. Bunun da temelde 3 nedeni var:

1 – Bu tür cep kameraları çok küçük algılılayıcılarla çalıştıkları için düşük ışık koşullarında fena sonuç veriyorlar.

2-  Genelde yavaş çalışıyor yani deklanşöre bastıktan sonra belli bir gecikmeyle cevap verebiliyorlar.

3 – Mercekleri genelde geniş açı konusunda yetersiz ve kalitesiz oluyor.

Panasonic LX3 ile bu üç konuda da devrimci bir iş yapmış görünüyor: LX3’ün algılayıcısı 1/1.63 inch boyutunda (yani diğerlerinden epey büyük) ve buna karşılık 10.1 MP ile yetiniyor. Henüz test etmek mümkün değil ama bu durum sonuçları ciddi şekilde etkileyecektir.

LX3’un ikinci iyi tarafı 24 mm – 60 mm bir geniş açı zoom mercekle gelmesi. Merceğin diyafram değeri f2.0. Bu inanılmaz derecede düşük bir oran. Yani mercek çok ışık geçiriyor. Aletin 6400 ISO ya kadar desteklemesi de çok hayırlı.

Son olarak LX3 saniyede 2.5 kare çekebiliyor. Sözün kısası Panasonic kağıt üzerinde bakıldığında harika bir iş çıkarmış görünüyor. Fiyatı 499 USD (biraz pahali) ama bu özellikler için değer. Daha ayrıntılı bilgi burada.

PS: LX3 aynı zamanda 720p modunda video da çekiyor.

Dijital Kameraları Anlamak

Sayısal video kameralar yaygınlaşıyor ama bunlarla ilgili bir sürü kavram da havada uçuşuyor.

Bir çok kullanıcı kavramları yanlış anlıyor, öğreniyor ve hatta öğretiyor. Bu durumu gören Panavision ve Canon ortak bir sunum hazırlamışlar: “Demystifying Digital Camera Specifications” adındaki bu sunumda John Galt (Panavision İleri Sayısal Görüntüleme Bölümü Başkanı) ve Larry Thorpe (Canon ABD Pazarlama Bölümü Yöneticisi) 7 bölümde sayısal kameralarla ilgili en önemli ve en az anlaşılan kavramları açıklıyorlar. Buradan izlenebilir.

Bu arada pazarlama müdürü konumundaki biri olarak Larry Thorpe’un kameralarla ilgili bilgi seviyesi inanılmayacak düzeyde yüksek. Izlemenizi hararetle öneririm. Ne yazık ki (tabi ki) İngilizce…

60 MP!

Orta format savaşları fena kızıştı. Yılda sadece 5000 kamera satılan küçük bir pazar olsa da bu alandaki gelişmeler ilginç.

Phase One (Aslında sadece digital back üreten bir şirketti,  Hasselblad sistemini kapatınca onlar da Mamiya ile ortak kamera üretimine girmek zorunda kaldılar) dün 60 MP’lik ve tam boy (Böylece ilk “full frame medium format” olarak tarihe geçecek) P65+ modelini duyurdu.

http://www.phaseone.com/Content/p1digitalbacks/P65plus/Introduction.aspx

40.4*54.9 mm boyutlarındaki dev algılayıcı en yakın rakibinden (Yani bu durumda Hassel : ) yüzde yirmi daha fazla görüntü alanına sahip.

Saniyede 1 kare hızında çalışabilen kameranın algılayıcısını DALSA üretiyor.

Aletin tahmini fiyatı 42.000 USD. Hayırlı olsun!

Hayalgücü Geniş Medya

Hurriyet adı verilen “büyük” (neresi büyükse artık) gazete yine acayip bir habercilik yapmış ve kariyerine porno filmlerden gelen yıldızların adlarını vermiş:

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=13931&p=1&rid=2369&hid=9397678

Liste nereden nasıl derlendi bilemiyoruz tabi ancak isimler ilginc: Kate Winslet, Madonna, Sandra Bullock… kimi ararsan var. Merak edip (o anlamda degil : ) Kate Winslet’in wikipedia biyografisine baktim. Kizcagiz 19 yaşında Peter Jackson’un “Heavenly Creatures” filmiyle patlamış. Zaten 12 yaşından beri tiyatro yapıyormuş.

22 yaşında iki kere Oscar adayı olarak rekor kırmış falan filan… Herhalde anladınız ortada porno film falan yok tabi ki. Bu haberi yaratan cahil arkadaş kim diye bakarken aman allah bir de ne görelim:
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=119658

Meğer aynı haber 2004’te Atilla Dorsay tarafından gelmiş. Yahu ben bu ülkeye ne diyeyim artık? Koskoca Kate Winslet’i de pornocu ilan ettiler ya… Helal olsun Hurriyet, helal olsun Atilla…

Festivaller…

Geçenlerde yine bir kısa film festivalinde jürilik etmek hatasını yaptım (kimbilir kaçıncı defa?) Jüride tabi ki akademisyenler ve meşhur yönetmenler de vardı. Ben ise ne akademisyen, ne meşhur olan ama yine de yönetmen olan kişi olarak bulundum orada.

Neresinden tutayim? Jüriye gelmeyip mektup yollayan jüri üyesinden mi? Yoksa telefonla oylamaya katılandan mı? Yoksa öğrencisine ödül vermeye çalışandan mı? İki yıldır hiç bir ilgim olmadığı halde (üstelik lanet ederek istifa ettiğim halde) adımın altına Bilgi Üniversitesi yazan tertip komitesinden mi?

Yarışmalara festivallere film gönderen genç arkadaşlar için çok üzgünüm. Buralardan ödül alamayanlar bence üzülmesin, alanlar da pek sevinmesin…

Tabi ki bu işleri düzenleyen herkes özünde “iyi bir şey” yapmak için yola çıkıyor ancak ne yazık ki sonuç hep hüsran.

Karabük belediye başkanı, Latife Tekin’e hitaben ettiği şu lafla memleketin genel halini çok iyi özetliyor galiba: “Benim paramla böyle konuşamazsın kardeşim!”

50 MP!

Sonunda bir eşik daha aşıldı. Hasselblad dün H3DII-50 adlı yeni modelini duyurdu. Adından da anlaşılacağı üzere makine 50 mega piksel çözünürlüğünde ve 36*48 mm boyutlarında bir algılayıcıya sahip.

Tabi ki abuk fiyatıyla sadece üst uç reklam fotoğrafçılarının ilgisini çekecek bir alet olsa da uzaktan bakmanın bir zararı yok…

Sonunda bir eşik daha aşıldı. Hasselblad dün H3DII-50 adlı yeni modelini duyurdu. Adından da anlaşılacağı üzere makina 50 mega piksel çözünürlüğünde ve 36*48 mm boyutlarında bir algılayıcıya sahip.

Tabi ki abuk fiyatıyla sadece üst uç reklam fotoğrafçılarının ilgisini çekecek bir alet olsa da uzaktan bakmanın bir zararı yok…

KorkuncK

Bu bloga da ara sıra katkı yapan EA’nın bugüne kadar yaptığı müzikleri dinleyebileceginiz sitesi açıldı:

http://www.korkunck.com/music/ea/

Benim favorim 30  adlı şarkı ayrıca aynı yerden 2001’de yaptığımız kısa film Simulacra’nın müziklerine de ulaşılabiliyor.

D700 Yarin…

Dedikodular dogru çıktı. Nikon D700’ü yarın resmen duyuracak. Tabi her zamanki gibi bir gün önce ayrıntılar burada… : )

Nikon aslında bu hareketiyle Canon’un 3 yıl önce çıkardığı 5D’ye geç bir cevap veriyor: D700’deki 12 MP lik algılayıcı şu an D3’de kullanılanla aynı. 6400 ISO’ya kadar doğrudan destek var. 3 inch lik yüksek çözünürlüklü LCD ve toz temizleme sistemi mevcut. Fiyat 3000 USD olarak tahmin ediliyor.

Böylece D3’ün de yakın zamanda yenilenmesini bekleyebiliriz (aksi durumda D3 almanın bir anlamı kalmayacak). Bu durumda Canon her yönden saldırı altında kalacak. Canon rakibine hızlı bir cevap veremezse Nikon’un DSLR pazarında bu yıl zaten artan payı daha da büyüyecek.

Cevap zaten çok uzun süredir beklenen 5D mk2 veya 3D – 6D şeklinde gelecek. Her ne kadar Nikon şu an atılımda olsa da unutmamak gerekir ki Canon hala üç yıl ileriden gidiyor. Eğer gelecek ay yenilenmiş bir 5D duyurulursa ve en az 15 MP’lik algılayıcılı ve yüksek ISO’da gren sorununu aşmış bir modelle karşılaşırsak Canon öndeki pozisyonunu koruyabilir. Aksi durumda Nikon daha iyi bir seçenek olacak çünkü D700 51 noktalı bir AF sistemine sahip ve gövdesi 5D’ye göre daha dayanıklı…

Bir diğer iddia da Canon’un bu segmenti ikiye böleceği ve 3D – 6D olmak üzere iki full frame model çıkaracağı yönünde… Bekliyoruz… Bu da futbol geyiği gibi bir şey işte : ) Bitmek tükenmek bilmiyor!

Nikon D700?

Biz Canon’un 5d’yi yenilemesini beklerken Nikon cephesinde gelismeler durmuyor. Son dedikodu Nikon ‘un D700 adlı yeni bir model cikaracagi yonunde… Iddialara göre kamera FX (tam boy) bir algılayıcıya sahip olacak. Güzel bir özellik olarak hem FX (12 MP) hem de DX (5 MP) formatında çalışabilecek. Saniyede 5 kare hız ve 25600 ISO ya kadar destek vermesi beklenen kameranın fiyatının da 5D ayarında olması bekleniyor.

Bütün bu dedikodular yayılırken Canon hala sessiz. Ancak onların da 50 MP’lik bir algılayıcı gelistirdiklerini ve en geç iki yıl içinde 50 MP’lik kameralar görmeye başlayacağımızı iddia edenler var. Nikon bilindigi üzere kendisi algılayıcı üretmiyor ve Sony’nin çiplerini kullanıyor. Canon ise algılayıcılarını kendisi üretiyor ve dışarıya satmıyor.

ZAM!

Genel istek uzerine bu basligi acayim artik dedim: Bilindigi uzere hukumet tum dijital kameralara yüzde 20 ek vergi bindirmis. Kaba bir ornekle Amazon’da 800 dolar olan EOS450D’yi Turkiye’de bugune kadar yaklaşık 1200 dolara alabiliyordunuz. Oysa artık 1500 dolara alabileceksiniz…

Onceki basliklardan birinde gorebileceginiz gibi Omer Bey bana kızıyor ama bu konudaki gorusum pek degismedi: Turkiye zaten o kadar pahali ki ustune bir yuzde 20 daha gelmis olması pratikte cok az değisiklik yaratiyor.

Tabi ki hukumetin her alanda karşılaşılan bu “tuttugunu vergileyen” politikasını siddetle kınıyorum o ayri!

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube