Apollo 11: 40 Yıl Sonra

AS11-40-5903

© NASA imageID=AS11-40-5903

Neil Armstrong tarafından Hasselblad 500EL ile ve 80 mm mercekle çekilen yukarıdaki fotoğraf benim kuşağım için çok önemlidir. En azından ben hep bu fotoğraflara bakarak ve hayal ederek büyüdüm diyebilirim!

Bu yıl Apollo 11’in Ay’a gidişinin 40. yılı kutlanırken. NASA ve JFK Başkanlık Müze ve Kütüphanesi özel siteler açtılar.

www.wechoosethemoon.org adlı sitede yolculuk gerçek zamanda canlandırılıyor ve bügüne kadar görülmemiş video, fotoğraf ve ses kayıtları halka açılıyor. Şu anda 11 bölümlük yolculuğun tam ortasındayız. 20 Temmuz’daki geri dönüş sonrası site bütünlüğü içinde gezilebilecek.

40 yıl önce gerçekleşmiş olmasıyla beni hala heyecanlandıran ve içinde olduğum kuşağı “astronot olma” sevdasına düşürmüş bu olayı tekrar incelemekte fayda var 🙂

33 Responses to “Apollo 11: 40 Yıl Sonra”


  • Shad dedi ki:

    Google’da “NASA Moon Landing” olarak aradığınızda çıkan birçok sitenin bunun bir aldatmaca (hoax) olduğunu savunduğunu görürsünüz. Bununla ilgili 5-6 sene önce çok detaylı bir belgesel seyretmiştim ve çok ikna ediciydi. Kararsız olmakla beraber, en genel komplo teorilerini buradan okuyabilirsiniz.

  • Shad dedi ki:

    Belgeseli buldum… Did we land on the moon?

  • ilkerc dedi ki:

    Ah Shad Ah. Beni yiktin

    1- Neden yildizlar gorunmuyor: Exposure meselesini bilen herkesin bildigi gibi filmin dynamic range i sonsuz degil. Ozellikle on plandaki konu cok aydinliksa (ki Ay orneginde durum bu) arkadaki yildizlarin gorunmemesi son derece normal. hele oradaki video kameranin 1969 teknolojisi oldugu dusunulurse durum daha da acik…

    2 – Amerikan bayragi neden dalgalaniyor: Amerikan bayragi dalgalanmiyor sallaniyor. Ayda atmosfer yok ama bu bir tele gecirilmis bayragin yere saplanma aninda salinimini engellemiyor.

    3 – Neden Lunar Module ın indigi yerde krater olusmadi? Cunku Lunar module Aya cok yumusak bir inis yapti. Zaten oyle olmasa parcalanirdi.

    Lutfen bunlara inanmayin : )

  • Ali dedi ki:

    2000 yıl sonra bir gün bir arkeologun, bizim çağın neden yok olduğunu araştırırken en çok bulacağı kalıntı komplo teorisi kalıntısı olacak. Arkadaş ne bitmedik çilemiz varmış. Orta Çağ, Engizisyona; Yeni Çağ vebaya ve savaşlara, Yakın Çağ da komplo teorisine yenik düşecek. Ben böyle sıkıcı bir çağ görmedim. Biri çıksın, siz aslında yaşamıyorsunuz, amipsiniz ulan amipsiniz, vat iz matriz, desin de bitsin şu azap. Yeter yahu.

  • ilkerc dedi ki:

    Sorma Ali. Bu mesele oyle icimi acitiyor ki. Gunlerdir bir suru insana Apollo 11’in 40. yilindan bahsediyorum cevap hep ayni: Ya onlar Ay’a gitmemis!

    Bu komplo teorisi oyle boktan bir hastalik ki bir defa yayildi mi durdurman da mumkun degil.

    PS: Subscribe to comments eklendi.

  • ilkerc dedi ki:

    Hehe bu arada bence bu iddialara verilmis en guzel yanit asagidaki videoda Buzz Aldrin’in yumrukla verdigi : )

  • Eylem Caner dedi ki:

    Ay’a iniş videosunu Kubrick çekmiş diyenler bile var..

    Mythbusters her şeyin gerçek olduğunu kanıtladı, daha neyi tartışıyorlar ben anlamadım :). İlker bey de başlaşmış yukarıda zaten, çok eğlenerek izlemiştim o videoları :).

    O dönemi canlı yaşayamamış olsam da Tom Hanks’in konuyla ilgili yaptığı tüm belgesel, dizi ve filmleri izledim. Adım adım ezberledim. Orada bir laf vardı, çok etkilemiştir beni. Her şeyin güvenli olduğunu %99 garanti ettiğimiz zaman bile bozulma ihtimali olan 1000den fazla parça oluyor demişti..

    Yalan olduğuna kesinlikle inanmıyorum, yoksa Rusya’dır, Çin’dir, böyle fırsatları kaçırmaz onlar. Adamlar oraya bıraktıkları aynalardan bugün bile sinyal alıyor. Yalansa da helal olsun ama değildir umarım :).

  • Ömer dedi ki:

    Ya bu aya gidilmedi savının arkasında duranlar zaten ezik tipler. Genellikle okumamış, cahil, ben bu hayatta hiçbirşey olamadım bare antiemperyalist olayım diyen zatlar bu saçmalığı canıyla kanıyla savunuyor… bir bayrak dalgalanması duymuş durmak bilmeksizin bunu söylüyor… neyse tabi ki gittiler. hatta bu teleskoplar vasıtasıyla dünyadan da kabak gibi izlendi. Hiç bir rus çıkıp da gitmediler diyebildi mi ki sen diyorsun a benim garibim. Tam bir vakit kaybı.

  • Shad dedi ki:

    hehe.. Birkaç saat içinde idam edilmişim burda… ilker, komplo teorisi bana ait değil, sakin : ) Verdiğim Wikipedia linkinde; komplo teorilerinde dikkat çekilen birçok “kanıt”ın açıklaması zaten var aşağı yukarı.. Bahsettiğim belgesel FOX’a ait. Amerika’da FOX kanalının pek güvenilir olmadığı da söylenir.. Bu da başka bir kanıt olsun.. Bu sadece bayrak, yıldız meselesi değil; hala merak ettiğim şeyler var tabi.. MythBusters, 69 model giyisilerle radyasyon ve sun-storm testleri de yapmışlar mı çok merak ettim.

    Bu arada; evet, gitmediler diyen Rus kozmonotlar da var.. ki; bu da gerçeği değiştirmez.. O da şu; bilmiyorum.. gittiler heralde : )

    Şu an takıldığım konu, Amerika’nın aya gidip gitmediği değil. Fakat; görünen o ki, bazı arkadaşlar “her türlü” komplo teorisine karşı.. Bu kadar rahatlık iyi birşey değil..

  • ilkerc dedi ki:

    Shad alinacagini tahmin etmistim ama alinma 🙂

    Soyledigin belgeseli seyrettim. Asagida bu konudaki son kanitlari gorebilirsin.

    http://pseudoastro.wordpress.com/2009/07/17/the-apollo-moon-hoax-lunar-reconnaissance-orbiter-images-apollo-landing-sites/

    Fakat benim asil takildigim konu su: Bu tur iddialarda bilimin en temel ilkesini reddeden bir taraf var. Birisi cikip Ay’a gidilmedi, her sey sahteydi dediginde bunun tersini kanitlamak icin alip o adami Ay’a bile gotursen sonucta sana donup: “Beni hipnotize ettiniz. Aslinda Ay’a gitmedik” diyebilir.

    Yani bu tur bir iddiayi curutmenin imkan ve ihtimali aslinda yok. O yuzden de NASA cok dogru yapiyor bu iddialara cevap bile vermiyor.

    Yani bu sonu olmayan bir kisir dongu aslinda…

    Beni geren tarafi bu 🙂

    Bir de su yukaridaki harika fotografa bakar misin? Sen hic boyle bir netlik gordun mu dunyada cekilmis bir seyde? Boyle bir isik gordun mu? Bu fotograf ancak uzay boslugunda cekilebilir ve inan oyle de oldu!

  • Ekim dedi ki:

    ‘Ay’a aslında inilmedi’ mevzusu, ”’amerikan”’ çıkışlı bir komplo teorisi. (antiemperyalistler ülkeyi içten yıkacak!!!) Malum komplo teorileri teoride bir kurgu edebiyatı dalıdır. Bilimsel, Pseudo-bilimsel kriterler kullanılarak düpedüz edebi bir kurgu yaratılır. Bunun müşterisi de çoktur, her kurgu gibi gerçeğe yakın, akla yatanları da…

    Ezik, eli iş tutmaz bir antiemperyalist olarak Ay’a iniş komplosunu teorik kurgusunun eğlencesine vararak okurum, belgeseli nerede çıksa izlerim. Çünkü popüler kültürün kurgusu en iyi tamamlanmış komplo teorilerinden biridir.

    Ã?stelik burada teori, Ay’a hiç inilmedi değil ‘Apollo 11’ ay’a inmedidir.

    Örneğin; Sadece ay’a iniş yarışını kazanmak için bir medya projesi gerçekleştirilip, işi garantiye almak için o dönem içinde birden fazla ekip göreve çıkarılmış olabilir. Apollo 11 herhangi bir başarısızlığa karşın projeyi tamamlamış görünür, gerçek ekip ilgiden uzak gerçek projesine devam edebilir. O dönemin teknolojisiyle bu bir intihar görevi sonuçta, çift dikiş projelendirme, fotoğraf ve diğer kanıtları daha sonradan proje lansmanına katmak hiçte zor değil. (Hemen heyecanlanmayalım, bu da bir komplo teorisi-”eğlence”)

    Sonuçta ay’a iniş projesi, uzay bilimi dışında tarihsel bir simgebilimsel öneme sahip. Malum Güneş-Ay sembolizmi tüm pagan inanışlarının ve sonraki tek tanrılı dinlerin çıkış noktası. ‘Apollo’ ismi boşuna koyulmamış bu projeye. Kısacası Amerika’lı olmayan inanların Ay’ı fetheden insan topluluğuna direnç göstermesi ‘zaman gazetesi sosyolojisi”yle antiemperyal işi! yorumundan çok daha derin ve insanlık tarihi sosyolojisinin özüne ilişkin bir durum.

  • Hasan Unal dedi ki:

    Gidip gitmediklerinden öte…

    Primatların iki milyon yıl sadece taş alet teknolojisini kullanmış olmalarından sadece 20 bin yıl sonra… ve Wright Kardeşler’in ilk insanlı uçuşundan sadece 50 yıl sonra, insanın aya ayak basmış olması… olmasa bile, ayak basmış izlenimini veren bir teknolojiyle tüm dünyayı kandırması hayret verici olan. Bu ne hız!!! O yılların görsel iletişim teknolojileri göz önüne alındığında, hatta yönetmen de Kubrick gibi takıntılı bir dahi ise, Nasa fake film yerine gerçekten aya insan göndermeyi tercih etmiş olmalı 🙂

    Tüm bu teknolojik hız göz önüne alındığında, bu blogda sürekli tartışılan “hangi kamera” argümanları da gülümsetiyor bunları yazarken. İlk insanlı uçuştan sadece 50 yıl sonra aya ayak bastı insanoğlu. Yılbaşından sonra ve hatta NAB’de yeni kameralar duyurulsa ve hatta 4k film çekerken takla atarak fotoğraf çeken ve hatta fotoğraf çekerken eşzamanlı olarak yumurta kıran bir kamera tanıtılsa… Şaşırır mıyım?! Asla…

  • ilkerc dedi ki:

    Yeni Bir Darwin faciasina dogru gidiyoruz anlasilan.

    Fakat bu sefer erken ve kesin mudahale ediyorum:

    Ekim ben bu teorileri eglenceli degil bayagi salakca buluyorum. Bu tur sacmaliklarin okumus yazmis sizin gibi adamlar tarafindan da “eglenceli” bulunmasi ve hatta icin icin desteklenmesi ne yazik ki bize post modernizmin bir hediyesi olsa gerek.

    Cok acik konusayim: Belki delirdigimi dusuneceksiniz ancak bir daha bu blogda Ay’a Gidilmedi! diyen olursa (ve bunu kanitlayamiyorsa) kendisini BAN’leyecegim.

    sevgiler.

  • Ekim dedi ki:

    Star Trek izleyip, eğlenebilmek için Warp atlamasının ispatlanmasını bekleyelim o vakit. Birşey ispatlanmasına gerek yok ki İlker Hocam, ‘pulp’ edebiyat bu. İnsanlar okusun, eğlensin diye yazılıp, çiziliyor. Ã?stelik bir metin olarak ‘apollo 11 komplosu’ da amerikan oportunizmi ve hırs kapitalizmi iluzyonunun bir alegorisi olarak pek rahat okunabilir.(UFO komplosu da tek tanrılı dinlerin kaynağı ile ilgili bir alegori olabilir mesela.)

    Oliver Stone’un JFK’in de vardı, buna benzer bir yorum. JFK’in ölümünün etkisiyle halkın günlük yaşamında somut hiç birşey değişmeyecek ama bu olayın hikayesiyle (en kaliteli komplo teorilerinden biridir.) tüm yaşam algıları değişecek diye…
    Sosyolojik olarak asıl önemli olan da bu – komplo tartışması da bunun etrafında zaten. ”’Bilimin”’ değil.

    Şimdi biri çıkıp, Jack Black ve Ricky Gervais’in oynadığı ‘Apollo 11 Hoax’ diye bir kurgu film çekse, astronotlar stüdyoda donut takılıyor, yönetmen geliyor kumları ayarlıyor, astronotlara fırça atıyor vs… Oturup popcorn eşliğinde, ‘eğlenip’ izlemez miyiz? Kentucky’de, Lyon’da, Manisa’da bu filme de inanan çıkabilir, durum onları bağlar, filmi çekenleri veya eğlenenleri değil.

    Komplo teorileri bir edebiyat dalıdır ve anlatı işiyle uğraşanlar için harika bir beslenme mecrasıdır bana göre. Size çok hak veriyorum, eğlence ile gerçekliği karıştırmak postmodernizm en büyük günahıdır. İşte o yüzden, ‘Hepimiz Postmoderniz’.

  • ilkerc dedi ki:

    Hurriyet her zamanki gibi yalan yanlis bir haber yapmis. Fakat ben asagidaki okur yorumuna hasta oldum:

    “Diyelimki gittiler.Nasıl döndüler.O dönemde fırlatılan roket uzerınde gıdip denize kapsul içinde dönuyorlardı.Madem aya indiler dunyaya neden inemıyorlardı.Madem roketsiz aydan ayrılabiliyorlardı dunyadan nıye roket ile gidiyorlardı.Ayda itiş gücünü hava olmadan nasıl sağladılar.”

    Neresini duzelteyim bunun?

  • gsezgi dedi ki:

    Amerika’nın Ay’a gitme dışındaki başarılarından biri, kendisinden binlerce km uzaktaki insanları, kendisinin yaptıklarıyla (ya da yapmadıklarıyla) ilgili olarak birbirine düşürebilmesi herhalde :).

    Şaka bir yana, bu olayın burada kanıtladığı sosyo-psikolojik durum şu: insanlar, hayatı algılayış tarzlarına uymayan düşünceleri bir tehdit olarak algılayıp bu düşünce sahiplerini aşağılama hatta onlara hakaret etme eğilimine giriyor. İlginç. Bence birisi kafanıza silah dayamadığı sürece, kendi fikrini (saygı kuralları çerçevesinde) ifade edebilmeli, size ne kadar saçma gelirse gelsin. Zira onun perspektifinden de siz saçma görünmektesiniz, bunu unutmayın.

    Ay’a gidilmesi konusuna gelince. Şahsen toplumların elinde bu konuda kesin bir hüküm verecek kadar veri bulunduğunu sanmıyorum. Bir tarafta, tüm verilerin tek kaynağı olan NASA var, diğer tarafta da halka sunulan veri kırıntılarından sonuçlar çıkarmaya çalışan kimi egzantrik kimi aklı başında insanlar. NASA’nın veriler üzerindeki tekeli, bende bunların doğruluğu hakkında şüphe uyandırmıyor değil.

    Ama bence asıl mesele, o tarihte, o teknolojik düzeyde, böyle bir dolap çevrilebilir miydi? Yani dünyanın en büyük bütçeli bilim ve teknoloji kurumu, istese böyle bir sahtekârlık yapabilir miydi? Rusya’yla kıyasıya bir uzay yarışına girişildiği bir dönemde NASA, “Wag the Dog” filmindekine benzer bir komploya alet edilmiş olabilir mi?

    Bu fikir bana çok ters gelmiyor. Yani, Amerika’nın 20. yüzyılda insanların bilincini ve gündemini manipule etme eğilimine ve yeteneğine bakılırsa, bu gayet mümkün görünüyor. Ama dediğim gibi, bir tekel’den (NASA) çıkan veriler, çok da sağlıklı bir sonuca varmaya olanak tanımıyor.

  • Shad dedi ki:

    O arkadaşın kafası çok karışmış..
    Bu arada Rus devlet televizyonu da olayı hala yalanlıyormuş.. http://i.sabah.com.tr/Klasorler/Gazeteler/haberturk.jpg?427183

  • ilkerc dedi ki:

    Shad yolladigim linkte dedigin gibi bir haber cikmiyor? Yoksa sen KGB ajani misin : )

  • ilkerc dedi ki:

    @gsezgi: Kimseye hakaret edildigini sanmiyorum. En azindan ben etmedim. Ancak “mesnetsiz atmak” diye bir deyim vardir ve hayatta en katlanamadigim seydir (dayanaksiz konusmak anlamina geliyor)

    sizin yazinizda da bir mantik hatasi var: NASA Ay’a gittigine gore tabi ki bu konudaki tek kaynak NASA olacak. Bundan daha dogal ne olabilir? Yani bu bir arguman olarak gecersiz.

    Ustelik adamlarin orada biraktigi Lunar Module lerin hepsi orada pasa pasa duruyor. Yine orada birakilan aynalar, hasselblad lar hepsi duruyor. Baska ulkeler (mesela bizimki) kalkip Ay’a gitme becerisini gosterirse bir gun (ki sanmiyorum bu kafayla) orada o Hasselblad lari gorunce ne yapacagiz peki?

    Yine aynalara buradan lazer gonderiliyor ve geri besleme aliniyor. Avrupa Birligi uydusunun cektigi fotograflarda butun kalintilar acik sekilde gorunuyor.

    Yani NASA’nin Apollo 11 meselesinde sahtekarlik yaptigi ile ilgili hic bir tutarli kanit yok ortada.

    Hal boyleyken “hayir gitmediler” demek icin gercekten bilgi degil “inanc” gerekiyor. O da bana hic uymaz.

    Sozun ozu: Kimseyi asagiliyor degilim ama karsima ikna edici bir kanitla gelen kimseyi de gormedim henuz…

  • ahmet dedi ki:

    Bizans kendi entellektüel zemininde meleklerin dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışırken ve gürültülü gündem bu iken, Fatih teknolojik/stratejik bir hamle ile İstanbul’a ayak bastı. Evrenin merkezindeki insanı ve aklını hafife almamak gerekiyor. Bunca tartışmanın içinde bilim/kurgu bir edebiyatın tarafları olarak gerçeğin cinsiyetini tartışırken aklının sınırlarının peşine düşmüş birileri Mars’tan hatıra fotografı gönderebilir!
    Sohrab’ın şiirinde dediği gibi;
    Çocuklar görmedikleri şeyi yok sanarlar!

  • Eylem Caner dedi ki:

    Mars’a da gitmediler derler. Bu konuları okurken geyik yaptıklarını sandığım http://www.theflatearthsociety.org daki insanların dünyanın gerçekten düz olduğuna inandıklarını ve yer çekiminin oluşabilmesi için de dünyanın 9,8 m/s hızla yukarıya doğru hareket ettiğine inandıklarını şok olarak farkettim. Aya ayak basıldığına ilk karşı çıkan insanların arasında geliyor bu dernek, 2001’de dağılmış iyi ki, siteleri devam ediyor şu an sadece. Diyecek bir şey yok sanırım bunun için.

    Aletlerin günümüzde orada olmasına ilişkin komplo teoricilerinin çözümü de aletlerin oraya gönderilen başka araçlarla önceden/sonradan yerleştirildiği. Her şeye bir kulp buluyorlar yani. Tekerleğin iz bıraktığını öğrenememişler ama sanırım.

  • aytuğ dedi ki:

    “Bir de su yukaridaki harika fotografa bakar misin? Sen hic boyle bir netlik gordun mu dunyada cekilmis bir seyde? Boyle bir isik gordun mu? Bu fotograf ancak uzay boslugunda cekilebilir.”

    hiçbir şey yazmak istemiyordum ama bu yorum beni çok etkiledi. fotoğrafa biraz daha baktım ve çocukluğumdaki astranot olma hayalim tekrar dirildi diyebilirim.

    bu komplo teorilerini ilk orta birdeyken duymuştum (yaklaşık 12 yaşındayken) ve o zaman gülüp geçmiştim ki bunların aya gidişin 40.yılında bile bu kadar hararetle savunulduğunu görünce gülüp geçilecek bir şey değil üzülecek bir şey olduğunu anladım.
    ben bunları tartışmak yerine insanların 40 yıldır uzayı keşfetmek için aya gitmek kadar büyük bir şey yapıp yapamadıkları ve eğer yapamadılarsa bunu neden yapamadıkları üzerine kafa patlatmayı daha faydalı bir zihinsel aktivite olarak görüyorum.

    ayrıca “amerikanın dünyanın bilincini ve gündemi nasıl manüple ettiğini” ispatlama çabasındaki antiemperyalistlerin bu komplo teorileriyle uğraşmak yerine, iki devletin birbirlerinden üstün olduklarını ispatlamak için neden ay’a gitmekte yarıştıklarını doğru anlayıp buradaki çarpıklıkları iyi değerlendirirlerse tüm dünya için daha hayırlı olabileceklerini düşünmekteyim.

    son olarak astranot olmadan ayda yürüyebilen mj’i de buradan rahmetle anıyorum:)

  • ilkerc dedi ki:

    Sagol aytug kardesim. gunumu aydinlattin 🙂

    Yanlis hatirlamiyorsam Apollo 11 den sonra 1972’ye kadar 6 kere daha Ay’a gidildi. Apollo 13 disinda hepsi Ay’a inmeyi basardi. Sonucta sadece 12 insan Ay’da yuruyebildi. 1972’den sonra da programa devam edilecekti ancak milyarlarca dolar harcanan bu ise kamuoyu destegi yok oldu ve program durduruldu.

  • Ekim dedi ki:

    http://www.boston.com/bigpicture/2009/07/remembering_apollo_11.html

    apollo 11 serisini pek beğendim. boston.com’un fotoğraf serileri çok nitelikli oluyor, ilgilenen diğer konulara da göz atsın.

  • ilkerc dedi ki:

    Cok iyiymis. BUnlari sevenler icin “In The Shadow of The Moon” adli belgeseli tavsiye ederim. Ron Howard Presents…

    Cok guzel goruntuler var ve HD olarak yeniden telesine edilmis.

    harika!

  • Eylem Caner dedi ki:

    Kamu desteği aslında Apollo 11’den sonra kesilmeye başladı ufak ufak. Örneğin Apollo 12’nin inişi canlı yayınlanmadı ancak bu astronotlara moralleri bozulmasın diye söylenmedi. Canlı yayında olduklarını sanıp yakınlarına konuştular falan filan..

    Ben de Tom Hanks imzalı From the Earth to the Moon mini serisini tavsiye ederim. Hatta sonunda Le voyage dans la lune’un (sinema tarihinin en önemli filmlerinden de birisidir) setine gidiyor ve Tom Hanks’i Georges Méliès’in asistanı rolünde de izliyoruz (kendisi de olabilir de imdb’de bulamadım şimdi, hatırlamıyorum da). Edison adamı mezara beş parasız gömmeden önce yani.. Ah ah.

    Bu arada serideki ay sahneleri de acayip güzel ve gerçekçi, ama o kadar da gerçekçi değil 🙂 (öyle hatırlıyorum en azından bayağı oldu izleyeli). Her şeyi canlandırabilmelerine rağmen, o tozu canlandıramıyorlar. Yine de çok güzel ay sahneleri var. Bir de aydaki güneş etkisini yaratabilmek için dünyadaki en güçlü ışık sistemini toplamaya çalışıyorlar ama Amerika’da yeteri güçte ışık bulamayıp yurtdışından ek getirtiyorlar diye anlatıyordu dvdsinde.. Ona da ayrı garip olmuştum.

  • riggs dedi ki:

    Uzayda cekilen fotograflarin cok daha keskin ve net olmasinin ozel bir sebebi var mi? Bunun ana nedeni isigin herhangi bir atmosferik yapidan gecemden direkt gelmesi mi (salliyorum mutemadiyen) ?

  • Eylem Caner dedi ki:

    Evet, atmosfer ve hava ışığı dağıtır, kırar vs. ancak uzay “boş” olduğundan öyle bir etki oluşmaz.

  • Ekim dedi ki:

    ”Ay taşı’ meğer tahtaymış’ – http://www.ntvmsnbc.com/id/24995550/

    apollo 11’ciler faka bastı. (

Leave a Reply

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube