Ne kadar şanslıyım inanamazsınız: Son iki haftada üç kere lotarya kazandım (üstelik bilet bile almadan). Her nasılsa hep bu lotaryalar eposta adresime çıkmıştı… 2 kere Afrika’dan birileri bana toplam 45 milyon dolar vermek istedi… Son olarak da bugün aşağıdaki maili aldım. İngilizce problemi olanlar için özet geçersem Cote D’ivoire da yaşayan bir prenses (yani bir kralın kızı!) bana 850 bin dolar nakit para arti uzun vadeli, sevgi dolu bir ilişki öneriyor 🙂
Tabi biz ciddiye almayıp geçerken bir çok insan ne yazık ki bunlara kanıyor. Amerika’nın her yıl bu sahte epostalarla 100 milyonlarca dolar kaybettigi biliniyor. Nigerian Scam veya 419 olarak da bilinen bu yaygın üç kağıtçılık türü için şuraya bakabilirsiniz.
(Ekwo Family).
Rue 15 Paris Village.
Abidjan Cote d Ivoire.
for you to help and my family, God almighty will bless and reward you aboundantly and you would never regreat this.
which our town citizens titled him over sixteen years before his death.I was a
princess to him and I am the only person who can take care of his wealth now
because my junior brother still very young and my mother is not literate enough to know all my father’s wealth.He left the sum of US$8.5 million (Eight Million Five hundred thousand United States Dollars) in a Bank here in my country.
Bu lotarya işi yine iyi, iki yıl önce GittiG’a verdiğim bir laptop satış ilanı için bir nijeryalı ‘dost’ peşime düşmüştü. X liralık satış için X+500 teklif edip, bir de güzel eposta döşenmişti, Fedex ile yollayacağım kargonun makbuz scan’ini ona yolladığım an parayı hesabıma aktaracakmış, nijerya’da vergiler çok düşük olduğu için istediğim fiyat problem değilmiş vs. (görende Maserati alıyor sanacak.)
Ben, Nijeryalı arkadaşın türkçe ilanı nasıl bulduğu ve okuduğunun büyüsüne kapılmışken, laptop Türkiye’den Nijerya’ya nasıl gider, Fedex’de amma klas şirketmiş vs. 10 dakika düşünmedim değil, satışa çok ihtiyacı olan birinin trene binmesi çok olasıydı. Kısacası uyuşuk olmamak lazım, adamlar nijerya’dan dümeni üstünüze kırıveriyor böyle.
Bir Nijeryali ile tanistim dort bes sene once… Adam cok daha inanilmaz duzenlerden bahsetti. Bir takim is adamlarini yatirim yapalim dumeniyle goturup tamaman aktorlerden olusan kadrolarla sahte binalarda sahte bakanlarla toplantiya sokuyorlarmis : )
Ulkenin ciddi bir gelir kapisinin bu isler oldugunu soylemisti…
Tercüme bürosunda çalışırken, bir gün bir sayfalık bir metin vermişlerdi elime. Genelde beynimi kapıda bırakıp otomatik bir et parçasına döndüğüm için, nerede bir yazı görsem onu hemen diğer dile otomatik olarak dönüştürme işine girişirim. Tercüme bürolarındaki çevirmenlerin genel işi de dönüştürmedir zaten. Neyse, o metni de çevirirken bir anda kapıya gidip beynimi geri aldım ve böylece kendime geldim. Elimde tuttuğum metin bu bahsettiğiniz lotaryalı maillerden birisiydi. Size çıkan ikramiyeyi gönderebilmemiz için, şu hesaba şu kadar para yatırın bik bik, diyenlerden. Patronuma gittim ve bunu veren müşteriyi tanıyor musunuz, dedim. Sen o beynini niye aldın kapıdan bakayım, dedi. Ses etmedim. Yok tanımıyoruz, ilk kez iş gönderdi, niye soruyorsun, dedi. Ben de, bu kandırıkçı maillerden göndermişler, kadına yazık olur, çevirmeyeyim, dedim. Olur, dedi, kadını aradık. Uygun bir uslupla kadına olanları anlattım. Kendine gel, titre, dedim. Yok böyle kolay kazanç, emek verdin mi, beynini kapıda bırakıp et olacaksın, havadan zenginlik düşü olmaz, dedim. Ama yok bana ikramiye çıkmış, kesin bir şey bu, dedi. Olmayabilir, emin misiniz, bu maili atan kişiyi tanıyor musunuz, dedim. Burada yazan şirketi aradım ben, dedi. Siz bilirsiniz ama ben sizi uyarmak istedim, dedim. O zaman siz bekleyin, ben bir kez daha bakayım, dedi sonra da aramadı. Sevincini baltaladığıma mı, maile gerçekten inanmış olmasına mı daha çok üzüldüm bilemedim. Toparlanıp beynimi çıkarttım ve çalışmaya devam ettim. Dünya ne zor.
Bir suç unsuruna rastladım burada… Prenses de olsa kimse kraliçe için “my mother is not literate enough to know all my fatherâ??s wealth” şeklinde hitap edemez. Zindanı boylar. Büyük saygısızlık…
Neyse esas ilginç olan bir de bunlarla geri savaşanların olması. Mesela bu maili alan kişi annesi kütüphaneci, babası şöför olan çıtır ve saftorik bir kız kisvesine bürünüp bunlara geri yazıyor. Amaç onlara para harcatmak. Uzun ve zahmetli ama sanırım eğlenceli bir iş.
The Office dizisindeki patron Michael da çok para kaptırmıştı bunlara hatırlıyorum. İnsanların bunlara gerçekten inanabilmesi bana çok hayret verici geliyor.
Ama öyle böyle değil, Fransa’da Eiffel Kulesi’ni 2 kez satmış dolandırıcılar var, hayret ediyorum gerçekten. http://en.wikipedia.org/wiki/Victor_Lustig