Bugünlerde blogu boşladım. Hem yeni kamera çıkmıyor hem de yaz rehavetine kapıldım sanırım…
Beni deli eden şeylerden bahsedeceğim bugün:
* Photoshop’un belli bir süre kullanımdan sonra nedensiz şekilde ve delirtici düzeyde yavaşlaması. Evet, bu allahın cezası yazılım ne hikmetse bir süre sonra yavaşlar. Ne kadar güçlü bilgisayar alırsanız alın bundan kurtulamazsınız.
* Cimri insanlar: Böyle bir insan türü vardır. Bu adamlar (veya kadınlar) devamlı bir takım küçük hesaplar yapar ve sizi de bu hesaplara dahil ederler. Daima her şeyi “en ucuza” almaya çalışırlar (ve aldıklarını iddia ederler). Her tür alış veriş için mutlaka bir “tanıdıkları” vardır. Sürekli neyi ne kadar ucuza kapattıklarını anlatır dururlar…
* Reklam ajanslarının herhangi bir reklam filmini çektirmek için toplantıya çağırıp sonra da “Hmm, siz bu filmi çekebilir misiniz ki? Bu film bizim için çok önemli… Özellikle oyunculuk blah blah” demesi. Ne tuhaftır ki henüz hiç “Önemsiz bir reklam filmi çekmek istiyoruz” diyene rastlamadım. Ayrıca kalkıp toplantıya geldiysek elbette çekeceğimize inanmışız da gelmişiz. Bunu tekrar sormanın kime ne yararı var?
* Yine reklam ajanslarının “Renkler nasıl olacak?” sorusu. Önce “Ne anlatıyorsun? Öykün ne? Sözün ne? Önermen ne?” bunları bir düşün ondan sonra rengi konuş… “Renkler çok sıcak olacak” desem neyine yarayacak anlamıyorum ki… ama tabi bunun musebbibi biraz da yeni kuşak reklam yönetmenleri. Bu arkadaşlar anlattıkları şeyi doğru anlatmaya çalışmak yerine Shots’dan arakladıkları desature tonlar ve Çukurcuma’dan kiraladıkları retro mobilyalarla “şekil” yapma peşindeler…
Daha bin tane şey var tabi ama şimdilik bu kadar 🙂
reklam ajansları konusunda sizin kadar tecrubeli olmasam da; gözlemlediğim kadarıyla çok daha fazlası mevcut olup epey az şey bile söylemişsiniz 🙂
bir de bunun tv programı yapan versiyonlarını düşünün, daha düşük bütçe, daha vasat çalışma ortamı, daha fazla hata, daha fazla başkasını suçlamacalar vs.. vs.. 🙂 ömür törpüsü..
ama photoshop iyidir güzeldir, dediğiniz gibi sorunu vardır bunu çözmek için programı açarken bi kısayol kullanmanız yeterlidir. “ctrl+alt+shift” programı henüz açmadan bu 3 tuşa basılı tutup o anda (basmaya devam ederek) photoshopu açarsanız fabrika ayarlarına döneyim mi diye sorar. (sizin hazırladığınız presetler vs gidebilir) ama program eski hızına döner (en azından yaklaşır)
aynı şey after effects için de geçerli..
Photosop ‘u windows üzerinde kullanıyorsan bellek yönetimi konusunda bir istikrar olmadığı çin sadece photoshop değil tüm programlar yavaşlıyor.Özellikle benim çok kullandığım eski Uleade şimdinin Corel Video .
Cimri insanlar alacakları ya da yaptıracakları herşeye fazladan para öderler ve bunu görmezden gelirler.Bu beni delirtir.
Sistemlerini yükseltecek ya da stabil ve güvenli hale getirmek isteyen müşterilerime sunduğum teklifte bulunan cihazların ucuzlarını aramaları tam bir fiyaskodur.
Herşeyi bilirim ben hem grafikerim hem web sitesi tasarlarım. CSS php flash benden sorulur. Framework neki kendim yazarım ben herşeyimi diyenlerin çaldıkları kodları ve tasarımları hatta metinleri daha toplantıda kendi referanslarından bulup önlerine koyduğumda bana bakışlarını .
Sadece pahalı diye aldığı fotoğraf makinesi ile çektiği fotoğrafları beğenmediğimde benim makinamı görmedin tabi sen atıp tutuyorsun demelerini
Falanca program varmış şunu bunu yapıyormuş diyenleri ayrı sevmem.
Ajansla bir işin nasıl olacağı konusunda kararları verdıktan, ve iş bu kararlara uygun yapıldıktan sonra , yine aynı ajansın bu iş istediğimiz gibi olmadı demesine gıcık olurum. Tabi niye gıcık oluyorsam? Ne dediklerini bilmediklerinin ortaya çıktığı andır aslında.
O her şeyin en ucuzunu alan insanlar bir de geliğ aldığınız her şeyde “pahalıya almışsın, şurada daha ucuzu da vardı” demezler mi.. “Param var aldım, sanane” deyip geçiyorum.. Gerçekten çok sinir bozucu bir insan tipidir..
ve hayat’ın geri dönmesi dileğiyle..
gelecekte bu piyasada çalışacak biri olarak, “daha daha” dedim. tecrübeyle sabit şeyleri daha çok duymak isteriz.
peki.. canınızı sıkan seylere cozum yolu var mı hocam ?
Çözüm yolu olsaydı can sıkmazdı.
topunun g.tüne koyiim ben… ha haaaa…. al sana çözüm yolu
Ajans sunum arketipleri vol. 1
1) Plan atıcılar: “şu şu planları atalım yerine bunu koyalım, şunla o planın yerini değiştirelim” (ısınma hareketleri)
2) Süreciler: “35 saniyeye sığıyoruz değil miii?” (başlama vuruşu)
3) Siliciler: “yerde çöp kalmış onu silelim bir de şu arkadaki doğanı silip maserati yapalım” (kontra atak)
4) Versiyoncular: “şimdi bunun hem 35 hem 45 hem 55 saniyelik versiyonlarını yapalım birisi satın alma müdürü diğeri hede hödö müdürü diğeri de sarı çizmeli mehmet ağa için” (ilk gol)
5) Kafa karıştırıcılar: (ürün su ise mesela) “bu plan yeterince ıslak görünmüyor ne yapabiliriz..??” (ofsayt)
6) Revizyoncular: “şu planda renk düzelsin, bu planda kamera hareketi daha yumuşak olsun, o planda animasyon daha güzel olsun” (penaltıdan ikinci gol)
7) Teslim tarihçiler: “tüm bunları yarına yetiştirmemiz lazım…” (üçüncü gol ve hakemin maçı bitirişi)
🙂
heheh helal burc.
ek: Buna yonetmenimiz karar versin (meali: Bizim bu konuda en ufak fikrimiz yok. Yonetmen simdi bir karar versin sonra nasil olsa degistiririz)
Bilgisayarda takılı tüm soketleri söküp başka yere takmak istediğimiz anları çok güzel özetlemişsin Burç, duygulara tercüman oldun.